길리

[Kitap İncelemesi] "Abla, Yürüyüşle Başla"yı Okuyarak

  • Yazım Dili: Korece
  • Baz Ülke: Tüm Ülkelercountry-flag
  • Hayat

Oluşturulma: 2024-04-14

Oluşturulma: 2024-04-14 07:33

[Kitap İncelemesi] "Abla, Yürüyüşle Başla"yı Okuyarak


Kırk yaşına yaklaşan bir kadın olarak, sağlığıma duyduğum ilgiyi görmezden gelemiyorum. Bu nedenle, egzersiz ve diyetimi yeniden düzenlemek için birçok sağlık kitabı okuyor, YouTube videoları izliyor ve çeşitli aktiviteleri deniyorum.
“Abla, Yürüyüşle Başla”yı okumak da bu çabaların bir parçası.
Kitabın başlığı öncelikle dikkatimi çekti. Yürüyüş, günlük hayatımızda yaptığımız bir aktivitedir. Başka bir deyişle, çaba harcamadan hareket ederek egzersiz yapabileceğimiz bir eylemdir. Ben de öğle yemeğinden sonra yakınlardaki parka bir tur atma alışkanlığına sahibim. Bir şekilde bunu yapmazsam, huzursuzluk duyuyor ve kilo aldığımı hissediyorum.
Ancak yürüyüşün somut olarak ne gibi faydaları olduğunu, bu şekilde anlamsızca dolaşmanın bile yeterli olup olmadığını, başkalarının nasıl yürüdüğünü merak ediyordum.


Sabah erken yürüyüş hakkında anlatılan bölüm oldukça ilgi çekiciydi. “Erken kalkıp yürüyüş yaparsanız, ruh haliniz daha rahat olur. Günün önemli işlerini tamamladığınızdaki o güven duygusunu yaşarsınız.”
Ben de yürüyüş yapmak için değil, sadece saat 8'deki işe yetişmek için erken kalkıp yürüyorum, ancak yine de işe giderken yaptığım yürüyüşler her zamankinden daha ferahlatıcıydı, bu yüzden bu bölümle çok empati kurdum. Hafif bir sis varsa, sanki maceraya atılmış gibi hissediyorum, bu da yürüyüşü daha keyifli hale getiriyor ve bunun sabah erken saatlerde olmasından kaynaklanıyor olabilir.
Maraton yarışmaları değil, yürüyüş yarışmaları da olduğunu bu kitap sayesinde öğrendim.
20.000 adım yaklaşık 10 kilometreye denk geliyormuş. Benim güzergahımda günde 5.000 adım atmak bir yana, 3.000 adım bile zorlaşırken, 20.000 adım gerçekten de ciddi bir şekilde yürümeyi gerektiren bir mesafe, bu yüzden bir an için ürperdim. Ancak yarışma ise, ayrıca yarışmalar bir şekilde rekabet duygusunu uyandırır, başkalarıyla birlikte bir amaca yönelik yürüyüş yaparsanız, amaçsızca yalnız yürümekten tamamen farklı bir duygu yaşarsınız, bu yüzden ben de neden olmasın diye düşündüm ve yarışmaya katılmak istedim.


“Yürüdüğüm İçin Koşabildiğim 10 Kilometrelik Maraton” başlıklı bölümde adeta bir şok etkisi yaşadım. Yani, baştan büyük hedefler belirlemek değil, her gün düzenli olarak yürümek, uzun mesafelerin daha kolay hale gelmesine ve fiziksel gücün artmasına yol açıyor, böylece doğal olarak sınırlarına meydan okuma fırsatı buluyorsunuz, yazarın bu itirafı çok içten geldi.
“10.000 Adım Yürüyüşten Çok 30 Dakika Yürüyüş Daha Önemlidir” alt başlığı da aklımda kalacak bir ifade. Zaman ayırıp egzersiz yapmak zor ve aynı zamanda egzersiz yapmamak da mümkün değilmiş gibi hissettiğimizde, spor ayakkabılarımızı giyip yavaşça dışarı çıkmak. Bu şekilde devam edersek, ben de yazar gibi biraz daha sağlıklı bir kırklı yaşları geçirebileceğimi düşünüyorum.
 
 
※ Naver Cafe Culturebloom https://cafe.naver.com/culturebloom adresinden sağlanan kitabı okuyup, dürüstçe yazılmış bir değerlendirmedir.


Yorumlar0